12 Eylül 2007 Çarşamba

Sarıgül, Baykal'dan beterdir

Mustafa Sarıgül sadece bir demagogdur. Çenesi kuvvetlidir. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Baykal'la olan çekişmesi sadece ve sadece koltuk kavgasıdır. İlk bayrak histerisini başlatan zatlardan biridir. Kilometrelerce uzunluktaki bayrak yürüyüşü, 23 Nisan'da binlerce öğrenciyi Anıtkabir'e götürme vb tamamiyle milliyetçilik ve şovenizm yarışında dikkatleri üzerine çekme ve milliyetçilik rüzgarından pay kapma yarışı ve aynı zamanda milliyetçiliği körükleme girişimleridir. Aynen Kenan Evren'in Atatürk heykelleri dikme 'sevdasından' başka bir şey değildir. Bir amacı da şov yapma ve bayrak fabrikalarına rant sağlama çalışmalarıdır. Belediyeciliği bırakmış, laf ve reklam vasıtasıyla medyanın da çeşitli amaçlar ve çıkarlar için parlatmasıyla popüler hale getirilmiştir. Şişli gibi gayrımüslimlerin olduğu bir yerde, bu gayrımüslimleri aşağılayıcı, ötekileştirici her türlü flamanın anacaddelere, kavşaklara bol bol ve her gün asılmasına izin vermiştir. Böylece Hrant Dink'in milliyetçi ve şoven dalganın etkisiyle öldürülmesine dolaylı katkısı olmuştur. Bu zat, neler neler olurken Kürt sorunuyla ilgili bir tek olumlu laf etmemiştir. İnsan hakları ihlalleriyle ilgili hiçbir tavır ve eylem içinde olmamıştır. Sadece çıkar amaçlı bazı Alevi kuruluşlarına belki yardımları olmuştur. Ama Alevi haklarıyla ilgili hiçbir eylem, tavır ve mücadele içinde olmamıştır. Sarıgül Diyarbakır'a gitmiş. İyi hoş gelmiş, ancak boşu boşuna gelmiştir. Yahu bu Diyarbakır'a gidenlere ne oluyor acaba? Orada 'büyü' falan mı yapıyorlar. Yoksa oranın havası insanları büyülüyor mu? Sarıgül de aynen önceki gidenler gibi... Bir de CHP adına özür diliyor. Sanki CHP'yi temsil ediyormuş gibi. Acaba kazara genel başkan olursa da özür dileyecek mi? Hiç sanmıyorum... Eğer, Sarıgül CHP'nin başına geçerse; halk bir süreliğine de Sarıgül ile oyalanacaktır. Ta ki Baykal'dan beter olduğu anlaşılıncaya kadar... Bu da zaman kaybına yol açacaktır. Zaten belli hesapları olanların asıl amaçları bu değil midir? İnsanlarımızı hep kişilerle oyalamak. O yıprandı, ne olduğu anlaşıldı, gerçek yüzü açığa çıktı, bu defa yeni birini parlatmak. O da açığa çıktı, yok bu defa falan kişiyi cilalatmak. Hep oyalama stratejileri ve deneme tahtaları. Elbette kişiler önemlidir. En iyi sistem bile olsa kişi iyi değilse o sistem yozlaşabilir. Örneğin kooperatifçilik kötü bir şey midir? Hayır. Ama bugün kooperatifçilik kötülerin elinde genellikle yozlaşmış ve uzak durulması gereken kuruluşlar haline getirilmiştir. O zaman ölçü ne olmalıdır? Tamam, söz, laf elbette gereklidir, ancak; anında olumlu tavır, eylem, dürüstlük, verim yani iş, iyiniyet ve hoşgörü olmadıktan sonra gerisi hava-cıvadır...
Teoman Deprem'den alıntıdır (aynen katılıyorum)

2 yorum:

amed farqin dedi ki...

Aidiyet duygusundan yoksun,biz vefasız Kürtler,yüce Türk devletine ve azizTürk halkına verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz... Ne 1839'da,ne 1843'te,ne 1878'de,ne 1921'de,ne 1925'te,ne 1926'da,ne 1927'de,ne 1930'da,ne 1937'de ve ne......'de öl öl bitemedik...Öldükçeçoğaldık ve cellatlarımızdan çok yaşadık,hâlâ 20 milyonuz,özür dileriz... Tarihte Selahaddin-i Eyyubiler,Ebu Hanife Ahmet Dineveriler,Abdülkadir Geylaniler,Meleye Ciziriler,Feqiye Teyranlar,Molla Goraniler,EbuSuudlar,İdris-i Bitlisiler,Ehmede Xaniler,Mewlana Halidler,SaidNursiler,Cemal Süreyyalar,Ahmed Arifler,Orhan Asenalar,Yılmaz Güneyler yetiştirdik.Kültür ,bilim,sanat,din ve edebiyatta bu coğrafyaya ruhkattık,hala da iflah olmadık,özür dileriz....1071'de aynı dindeniz diye size kucak açtık;omuz omuza Malazgirt'te Bizans'akarşı savaştık,yanlış yaptık özür dileriz... 1514'te bizim olmayan savaşta Çaldıran'da düşmanınız olan İranlılarabinlerce kayıp verdik,yanlış yaptık özür dileriz...Çanakkale'de yedi düvele karşı imparatorluk güneşi batmasın diye oluk oluk kan akıttık,Çanakkale'yi geçirtmedik,yanlış yaptık,özür dileriz...1920'lilerde itilaf kuvvetlerini hep birlikte Anadolu'dan çıkarttık,hatayaptık;özür dileriz...Lozan'da iki devlete ne gerek var,birlikte kardeş kardeşe gül gibi geçinip gideriz dedik,özür dileriz...Ne asıl kuruculuğun nimetlerinden yararlandık ne de azınlıklar kadar haksahibi olabildik;bu şarkı böyle olmamalıydı diye itiraz ederek de ukalalılıkyaptık,özür dileriz..."Vatandaş Türkçe Konuş "kampanyasına karşın biz onurumuz olan,varoluşumuzunnedenlerinden olan Şam şekerinden daha tatlı olan anadilimizle konuştuk,herkelime için" bedel" ödedik,yanlış yaptık özür dileriz... "kuyruklu Kürt,dağ Türkü" küfürlerini lügatinize soktuk,analarınızın ak sütügibi temiz olan dilinizi kirlettik,insanlarınızın edebini bozduk;özürdileriz...Varlıklarımızı Türk varlığına tamamen armağan edemedik,Giritlere, Mekkelere, Balkanlara, Kafkaslara ve Ortadoğu'ya sürüldük,özür dileriz...Şehirlerimizin,ilçelerimizin,köylerimizin,dağlarımızın,ovalarımızınisimlerini medenileştirmek adına değiştirdiniz,biz ısrarla ve inatla eski isimlerini kullandık,özür dileriz...Alfabenizde olmayan x,w,q harflerini çocuklarımızın isimlerindekullandık,alfabenizin huzurunu kaçırdık özür dileriz...İçlerimizden birileri sadece fikrilerini açıkladığı için gece yarıları jitem'in kurşunlarına hedef oldu,gündemi fail-i meçhul cinayetlerle meşgulettik;özür dileriz...Kutsal bayramımız newrozlarda "yaşasın halkların kardeşliği "dedik, görüntüve gürültü kirliliği yarattık,özür dileriz... Her rengin tıpkı ebruli sanatında olduğu gibi kardeşçe,uyum ve barış içindebiribirini yok etmeden yaşayabileceklerini düşündük,yanılmışız meğer;özürdileriz.....Çok özür dileriz....Ama çok özür dileriz....

amed farqin dedi ki...

17 Eylül 1930 Ödemiş. Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt:

"Özü Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır, o da köle olmaktır."